Ayıplı mal ve ayıplı hizmet tüketicinin en fazla uyuşmazlık yaşadığı konuların başında gelmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. ile 16. maddeleri arasında ayıplı mal ve ayıplı hizmet nedeniyle sorumluluk, ispat yükü, tüketicinin seçimlik hakları ve zamanaşımı hükümleri düzenlenmiştir. Ayıplı bir mal veya hizmet nedeniyle mağdur olan tüketici, haklarını bilerek hareket ettiği takdirde daha büyük bir mağduriyet yaşamaktan kurtulmaktadır. Satın aldığı mal veya hizmette ayıp olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun tüketiciye birtakım haklar tanımıştır.
İçindekiler
Ayıplı Mal ve Ayıplı Hizmet Nedir?
Ayıplı mal, sözleşmeye konu edilen malın tüketiciye teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek veya modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ayıplı mal tüketicinin beklentisini gerektiği şekilde karşılamaz. Satın alındığı sırada tüketiciye vadedilen şeylerin o malda bulunmaması halinde mal ayıplı sayılacaktır. Bir malın ayıplı olup olmadığının belirlenebilmesi için tarafların arasındaki sözleşmenin kapsamını ve malın taşıması gereken özelliklerin neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Ayıp, tüketicinin maldan yeterince faydalanmasına engel olur.
Ayıplı hizmet, sözleşme ile kararlaştırılan hizmetin hiç başlamaması veya taşıması gereken özellikleri sağlamaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmeti ifade etmektedir. Mal satımı dışındaki her türlü tüketici işlemi hizmet kapsamına girer. Hizmet sözleşmesinde taraflardan biri tüketici diğer taraf ise sağlayıcıdır.
6502 s. TKHK Madde 8: “(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
(3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.”
Kanunun bahsettiği maddi ayıp, hukuki ayıp ve ekonomik ayıp kavramlarına örnek vermek gerekirse:
Maddi ayıp, malın kullanımını fiziken engelleyen ayıplardır. Örneğin sözleşmeye konu malın kırık, yırtık, fiziksel olarak gözle görülür şekilde hasarlı olması sayılabilir.
Hukuki ayıp, satılan malın kullanılmasını ve ondan faydalanmayı sınırlandıran hukuki eksiklikleri ifade eder. Örneğin satın alınan otomobilin hacizli olması, otomobilin change (çenç) araç olduğunun ortaya çıkması, aracın üzerinde tedbir kalması sayılabilir.
Ekonomik ayıp, alıcının maldan beklediği yararlanma ve kullanma olanağını azaltan ve malın ekonomik değerini düşüren ayıplardır. Örneğin belli bir tüketim vadeden beyaz eşyanın çok daha fazla tüketimle fazla sarfiyat nedeniyle tüketiciye ekstra masraf çıkarması, bir aracın bir depo benzin veya elektrikle çok daha az mesafe katetmesi sayılabilir.
Bunlara ek olarak kanun montajın sağlayıcı tarafından yapılacağının kararlaştırıldığı durumlarda gerektiği gibi montaj yapılmaması halini de ayıp kapsamına almıştır. Yani satıcı ürünün montajını üstlendiği halde belirlenen standartlarda montaj gerçekleştirmediğinde ayıplı mal hükümlerine göre sorumlu olacaktır.
Ayıplı Mal ve Ayıplı Hizmet Nedeniyle Sorumluluk
Ayıplı mal nedeniyle satıcı, ayıplı hizmet nedeniyle de hizmet sağlayıcı sorumlu olmaktadır. Kural olarak malın teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde çıkan ayıpların teslim tarihinde de mevcut olduğu kabul edilmektedir. Malın teslim tarihinde ayıplı olmadığını satıcı ispatlamalıdır.
Tüketicinin faydalandığı mal veya hizmetin ayıplı olması durumunda karşı tarafın sorumluluğundan bahsedebilmemiz için; bu ayıbın önemli bir ayıp olması, tüketiciye geçtiği anda bulunması, tüketicinin ayıbı bilmemesi (sonradan öğrenmesi) ve bu ayıbı satıcıya bildirmesi gerekmektedir.
Açık Ayıp ve Gizli Ayıp Nedir?
Satılan maldaki ayıp kanunen açık ve gizli olarak iki şekilde var olabilir. Maldaki ayıbın açık veya gizli olması, ayıp ihbarı, zamanaşımı ve seçimlik hakların kullanımını etkilemektedir. Açık ayıplar dışarıdan basit bir şekilde anlaşılabilecek vaziyetteyken, gizli ayıp ancak zamanla ürünün kullanılmasıyla veya uzman bir kişi tarafından incelendiğinde ortaya çıkabilecek nitelikledir. Tüketici haklarını savunmak istediği takdirde öncelikle malda gizli ayıp mı açık ayıp mı olduğunu tespit etmelidir.
Açık Ayıp
Sözleşmeye konu maldaki ayıbın dışarıdan açıkça görüldüğü veya basit şekilde bir incelemeyle dahi anlaşılabilecek ayıplar açık ayıp olarak nitelendirilmektedir. Örnek olarak malın istenilenden farklı bir renkte veya modelde tüketiciye gönderilmesi vs. sayılabilir. Teslimden sonra 6 ay içerisinde çıkan ayıpların da teslim tarihinde malda bulunduğu kabul edilmektedir. Yani malın ayıplı olmadığını ve ayıbın tüketicinin kullanımından kaynaklandığını satıcı ispatlamak zorundadır. Mesafeli bir satış varsa açık ayıpların satıcıya derhal bildirilmesi gerekmektedir.
Gizli Ayıp
Malın tesliminden sonra veya malın kullanılması ile beraber ortaya çıkan ayıplara gizli ayıp denilmektedir. Gizli ayıp, malın genel şekilde kontrol edilmesi halinde dahi kendisini göstermez. Uzman bir kişi tarafından incelenmek suretiyle veya mal kullanıldıkça gizli ayıp ortaya çıkar. Malda gizli ayıp olduğunun anlaşılması halinde bu durum satıcıda derhal bildirilmelidir. Burada bildirme ihbar niteliği taşımaktadır. Maddi değeri yüksek ve önemli bir ayıp olması halinde tüketicinin hak kaybı yaşamaması için gizli ayıbı noter yoluyla bildirmesi ileride açacağı dava açısından faydalı olacaktır.
Tavsiye Yazı: Tedbir Nafakası
Ayıplı Mal Nedeniyle Tüketicinin Hakları
Satın aldığı malın ayıplı çıkması halinde tüketici TKHK 11. maddesinde gösterilen dört seçimlik haktan birini kullanabilir. Ayıplı mal nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları;
- Malı iadeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep etmek,
- Malın yenisi ile değiştirilmesini istemek,
- Satış bedelinde bir indirim talep etmek,
- Ücretsiz onarım istemektir.
Tüketici bu haklarını satıcıya bildirdikten sonra satıcı talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Talep yerine getirilmediği takdirde tüketicinin yasal yollara başvurması söz konusu olacaktır.
Tüketici ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesini istediği takdirde ödediği bedelin tamamı satıcı tarafından kendisine iade edilmelidir. Bu durumda tüketici açısından malı satıcıya iade etme borcu doğar. Tüketici bir süre bu malı ayıbı bilmeden kullanıp yararlandıysa satıcı ayrıca bir kullanma ücreti talep edemeyecektir. Tüketici malı iade etmesine rağmen bedeli kendisine ödenmediği takdirde parasını faiziyle birlikte satıcıdan talep edebilir.
Tüketici satın aldığı malın ayıplı olması halinde satıcıdan bedel indirimi talebinde bulunabilir. Maldaki ayıp çok büyük seviyede değilse ve mal kullanılabilir durumdaysa bu hak tüketici tarafından tercih edilebilmektedir. Karşılıklı olarak anlaşma sağlandığı takdirde belirlenen bedel tüketiciye iade edilir veya tüketici bu bedeli satıcıya ödeme yükümlülüğünden kurtulur.
Tavsiye Yazı: Müstehcenlik Suçu
Tüketici malın ayıpsız şekilde yenisiyle değiştirilmesini istediği takdirde satıcı ek bir bedel talep etmeksizin ayıplı malın yerine yeni bir mal teslim etmelidir. Aynı şekilde tüketicinin ücretsiz onarım talebi karşısında satıcı herhangi bir ücret talep etmez. Tüketici tarafından malın ücretsiz onarımı veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren en fazla otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Yerine getirilmediği takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilir.
Tüketici bu seçimlik haklarından birini seçtikten sonra ayrıca Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca maddi ve manevi tazminat da talep edebilir. Bunun için mahkemeler somut bir zarar meydana gelmesini aramaktadır. Tüketicinin seçimlik haklarıyla beraber tazminat istenip istenemeyeceği olaya göre değerlendirilmelidir.
Ayıplı mal nedeniyle zamanaşımı süresi, malın teslim tarihinden itibaren 2 yıldır. Konut ve tatil amaçlı sözleşmelerde taşınmazı teslim tarihinden itibaren 5 yıldır. Ayıp gizli mahiyetteyse 10 yıllık genel zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır. İkinci el sayılan malların satışlarında ise satıcının ayıplı maldan sorumluluğu taşınırlarda 1 yıl taşınmaz mallarda 3 yıl ile sınırlandırılmıştır.
Ayıplı Hizmet Nedeniyle Tüketicinin Hakları
Tüketicinin ayıplı hizmet ile karşılaştığı takdirde kullanabileceği seçimlik haklar bulunmaktadır. Aşağıda belirteceğimiz haklardan birini seçip sağlayıcıya başvuru yapılması gerekmektedir. Kanunen mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet hizmet olarak sayılmıştır. Hizmetin kapsamı geniş tutularak tüketicinin haklarının korunması amaçlanmıştır. Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamayan veya taraflarca kararlaştırılmış özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.
Tüketicinin ayıplı hizmet nedeniyle TKHK 15. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilmesi için aşağıdaki koşulların aynı anda bulunması zorunludur. Bunlar;
- Hizmette ayıp sayılan bir eksiklik bulunmalıdır.
- Yapılan hizmetteki ayıp önemli sayılabilecek nitelikle olmalıdır.
- Hizmetin sağlandığı sırada ayıp mevcut olmalıdır.
- Tüketici ayıplı bir hizmetin olduğunu başından itibaren bilmemelidir.
Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde sağlayıcının ayıp nedeniyle sorumluluğu daraltılamaz veya kaldırılamaz. Eğer böyle bir hüküm varsa geçersiz kabul edilir. Tüketici hiçbir zaman haklarını kullanmaktan alıkoyulamaz.
Ayıplı hizmet nedeniyle yaşanan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemeleri görevlidir.
Ayıplı hizmet nedeniyle tüketici şu seçimlik haklarını kullanabilir:
- Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi
- Hizmetin yeniden görülmesini talep etme
- Ayıp oranında bedel indirimi
- Ayıplı hizmet sonucu bir zarar meydana geldiyse ücretsiz onarım isteyebilir.
Tüketici ayıplı hizmet nedeniyle onarım veya hizmetin yeniden sağlanması talebinde bulunduysa, bu talep sağlayıcı tarafından 30 iş günü içinde yerine getirilmelidir.
Yine ayıplı hizmet nedeniyle de tüketici seçimlik haklarını kullanarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Ayıplı hizmet nedeniyle zamanaşımı süresi, hizmetin ifası tarihinden itibaren 2 yıldır. Konut ve tatil amaçlı sözleşmeler için verilen bir hizmet söz konusuysa 5 yıldır. Ayıp gizli mahiyetteyse 10 yıllık genel zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır.
Ayıplı Mal ve Ayıplı Hizmet Nedeniyle İspat Yükü
Ayıplı mal ve ayıplı hizmet nedeniyle ispat yükünün kimin üzerinde olduğu tüketicinin hakkını aramak için mahkeme ve tüketici hakem heyetine yaptığı başvurularda son derece önemlidir. Tüketicinin satın aldığı malın ayıplı olması halinde kanun tüketici lehine önemli bir kolaylık getirmiştir. Buna göre, teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Yani ilk 6 ay içinde malın ayıplı olması nedeniyle bir bozulma gerçekleşirse bu ayıbın satıcıdan kaynaklı olduğu karine olarak kabul edilmektedir. Malın ayıplı olmadığının ve zararın tüketiciden kaynaklı olduğunun ispatı yapılmadıkça satıcı ayıp nedeniyle sorumlu olmaktadır.
Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberinin olduğu veya haberinin olmasının kendisinden beklenebileceği hallerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplarda tüketicinin kanundan kaynaklı seçimlik hakları saklı kalmaktadır.
Ayıplı mal ve ayıplı hizmet ile karşılaşan tüketicilerin maddi olarak yüksek sayılabilecek bir zararının olabileceği durumlarda mümkün olan en hızlı şekilde satıcı veya sağlayıcıya noter yoluyla bildirimde bulunması hak kaybı yaşamamaları için oldukça önemlidir.