Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ceza yargılaması sonucunda verilebilecek kararlar tek tek sayılmıştır. Bunlar; beraat kararı, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, mahkumiyet kararı, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararı, davanın reddi kararı, davanın düşmesi kararıdır. Beraat kararı mahkemenin sanığın suçsuz olduğuna kanaat getirmesi sonucunda verilen bir hüküm çeşididir. Derhal beraat kararı verilmesi gerektiren bir hal mevcut olduğunda mahkeme durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığına karar veremeyecektir. Derhal beraat kararı verilme şartlarının sağlandığı durumda mahkeme yargılama hangi aşamada olursa olsun beraat kararı vermek zorundadır.
İçindekiler
Beraat Kararı ve Derhal Beraat Nedir?
Beraat kararı kısaca sanığın suçlandığı olaydan aklanmasını ifade eder. Mahkeme tarafından yapılan yargılama ile sanığın suçsuz olduğuna kanaat getirilirse sanık hakkında beraat kararı verilir. Her ne sebeple olursa olsun beraat kararı verilmesi ile bu kararın kesinleşmesi halinde sanığın suçsuzluğu sabit olur.
Derhal beraat kararı ise mahkemenin başka bir delil değerlendirmesi yapmadan durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmeksizin bir an önce beraat kararına hükmetmesi gerektiğini belirtmektedir. Çünkü beraat kararı sanık için diğer tüm kararlardan daha lehe bir karar türüdür. Yargılamanın geldiği aşama itibariyle ilave bir araştırma yapılmasına veya delil toplanmasına gerek kalmadan, verilmiş olan beraat kararı hukuka ve kanuna uygun bir karar olarak değerlendirildiği takdirde derhal beraat kararı verilmelidir.
Hangi Hallerde Beraat Kararı Verilir?
CMK madde 223/2 hükmü gereğince;” Beraat kararı;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
Hallerinde verilir.”
a-Kanunda suç olarak sayılmayan bir fiil için kimse cezalandırılamaz. Sanık hakkında kamu davası açıldığı anda suç olup da sonrasında bu eylemin suç olmaktan çıkarıldığı durumunda a bendi hükmü gereğince beraat kararı verilmelidir.
b-Mahkemece yapılan yargılama sonucu suç oluşturan bir eylemin gerçekleştiği ancak bu eylemi sanığın yapmadığı anlaşılırsa beraat kararı verilmelidir.
c-Sanığın eylemini kast ile gerçekleştirmediği anlaşıldığında ve bu suçun taksirli halinin cezasının kanunda yer almadığı hallerde veya sanığın taksirinin bile olmadığına kanaat getirilirse beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
d-Sanığın eylemi gerçekleştirdiği konusu mahkemece kesin hale gelmiştir ancak TCK m. 24 gereğince sorumluluğu ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedeni gerçekleşmiştir. Bu maddeye göre belirlenen hukuka uygunluk nedenleri; görevin ifası, meşru savunma, hakkın kötüye kullanılması ve ilgilinin rızasıdır. Hukuka uygunluk nedenlerinin mevcut olayda bulunması halinde sanığa ceza verilemez, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
e-Yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçu işlemediğinin belirlendiği durumda sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, sanığın cezalandırılması için suça konu fiilin sanık tarafından işlendiği noktasında kesin ve tam bir kanaate ulaşılmalıdır. Ceza yargılamasında buna “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de denilmektedir.
Tavsiye İçerik << Dava Şartı Arabuluculuk
Derhal Beraat Kararı Şartları ?
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/9 maddesine göre derhal beraat; “Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.” şeklinde ifade edilmiştir. Kanun hükmüne göre derhal beraat kararı verilebileceği hallerde, durma düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyecektir. CMK m.223/9’a göre derhal beraat kararı verilmesi, durma ve düşme nedenlerinden kaynaklanan aleyhe sonuçların önlenmesi için kabul edilmiştir. Derhal beraat kararı şartları kanunda sayılmamıştır ancak yargıtay içtihatları ile hangi durumlarda derhal beraat kararı verilmesi gerektiği ve şartları genel olarak belirlenmiştir.
Derhal Beraat Kararı Neden Verilir?
Bir ceza davasında sanık olarak yargılanmak kişi için zor bir durumdur. Özellikle işlemediği bir suç için yargılanan biri beraat karar ile sosyal ve özel hayatını normale döndürme imkanı sağlar. Derhal beraat kararı ile sanığın haksız yere yargılanmasının devam edilmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Yargılama sırasında tutukluluk ve adli kontrol tedbirleri de uygulanabilmektedir. Beraat kararı ile tüm bu tedbirler son bulur. Derhal beraat kararı verilmesi yargılama yapan mahkeme için de önemli bir vakit kazanımı arz etmektedir. Mahkeme yargılama hangi aşamada olursa olsun derhal beraat kararının koşulları oluştuğu takdirde sanığın beraatine karar vermesi gerekmektedir. Beraat kararı hukukumuzda sanık için olabilecek en iyi karardır. Bu yüzden kanun derhal beraat kararı verilecek hallerde düşme, durma, ceza verilmesine yer olmadığı gibi kararların verilmeyeceğini hüküm altına almıştır. Beraat kararı ile sanık yapılan yargılama giderlerinden sorumlu olmaz ve tüm harcamalardan devlet hazinesi sorumlu olur.
Derhal Beraat Kararı Yargıtay Kararları
Derhal beraat kararının şartları kanunda tam olarak belirlenmediğinden derhal beraat kararı hakkında yargıtay kararlarının mahkemeye sunulması oldukça önemlidir.
- “Sanık hakkında borcundan dolayı kesilen elektriği kullanmaya devam ederek karşılıksız yararlanma suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece elektrik kullanımının sayaçtan geçmesi nedeniyle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kabul edilip CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verildiği olayda; sanığın eyleminin suç oluşturmaması nedeniyle CMK’nın 223/9. maddesinde düzenlenen derhâl beraat kararı verilmesi gereken hâllere ilişkin şartların oluştuğu, derhâl beraat kararı verilmesi gereken bir hâlde de Kanun’un açık düzenlemesi ve Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları dikkate alınarak zamanaşımından düşme kararı verilemeyeceği kabul edilmelidir.” Yargıtay CGK., E. 2022/602 K. 2023/68 T. 8.2.2023
- “Bilindiği üzere, 5271 sayılı CMK’nın yazılı bir gerekçesi yoktur. “Derhal” kelimesi “çabucak” (bkz. tdk.gov.tr internet sayfası) anlamına gelmekte olup, madde metninde; “davanın esasına girmeden”, “delil takdiri gerektirmeyen durumlar” ya da “fiilin ilk bakışta suç teşkil etmediğinin anlaşılması” ve benzeri sınırlayıcı kavramlar mevcut değildir. Bu nedenle, belirtilen hususları 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesinin uygulama koşulları olarak kabul etmek mümkün değildir.
Değil mahkeme ve hakim, gerektiğinde Cumhuriyet savcısı ve kolluk amiri (…aramada… 5271 sayılı CMK m. 119), kolluk ve hatta üçüncü kişiler (…suçüstü halinde yakalamada 5271 sayılı CMK m. 90…) bile, “delil takdiri” yapabilirken, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin dokuzuncu fıkrası bağlamında mahkemenin delil takdirine giremeyeceği görüşü kabul edilemez. Mahkeme ve hakimin bu madde ve fıkra bağlamında da delilleri takdir edip, değerlendirmesi son derece doğaldır.
Esasen fiilin ilk bakışta suç teşkil etmediği durumlarda iddianame düzenlenemez. Düzenlenirse; bu iddianame, iadeye mahkumdur. Her nasılsa böyle bir iddianame kabul edilmiş ise, o takdirde öncelikle beraat kararı verilmesini gerektiren bir durum söz konusudur.
Kanun değişikliği ile fiilin suç olmaktan çıkartılması durumunda da, hiç kuşkusuz derhal beraat kararı verilmesi gerekir.
Kanaatimizce, “derhal” kavramı dar (yukarıda belirtilen durumlarla sınırlı) yorumlanmak yerine; İHAS 6 ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddelerinde vurgulanan “Masumiyet Karinesi” ve “Adil Yargılanma Hakkı” ile ceza muhakemesine egemen ilkelerden olan “Lekelenmeme Hakkı” dikkate alınmak suretiyle; “yargılamanın geldiği aşama itibariyle” diğer bir ifadeyle “ilave bir delil toplanmasına ya da araştırma yapılmasına gerek kalmadan…” olarak anlaşılmalı ve yorumlanmalıdır.
5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, beraat kararının hangi nedenden dolayı verileceği önemli değildir. Yani, beraat hükmü, söz konusu maddenin ikinci fıkrasında yer alan beş nedenden (1- Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, 2- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması, 3- Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, 4- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması ve 5- Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması) herhangi birisine dayanılarak verilebilir. Önemli olan beraat kararının derhal verilebilecek olmasıdır.
Derhal, yani yargılamanın geldiği aşama itibariyle, beraat kararı verilebiliyorsa; artık koşulları olsa bile, “durma” “düşme” veya “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilemez.” Yargıtay CGK., E. 2011/302 K. 2012/23 T. 7.2.2012
- “Fail, cinsel ilişkide bulunduğu mağdurenin 15 yaşını doldurmadığı halde, 15 yaşını doldurduğu düşüncesiyle mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkide bulunur ve şikayetçi olmayan mağdurenin yaşı konusundaki hatası esaslı, diğer bir ifadeyle kabul edilebilir bir hata olursa, bu takdirde fail 5237 sayılı TCK’nun 30. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçun maddi unsurlarından olan mağdurun yaşına ilişkin bu hatasından yaralanacak, bunun sonucu olarak yüklenen suç açısından kasten hareket etmiş sayılmayacağından ve bu suçun taksirle işlenmesi hali kanunda cezalandırılmadığından 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatına karar verilmesi gerekecektir. Suçun maddi unsurlarında hata hali faile ilişkin bir durum olduğundan, bu hususun fail veya müdafii tarafından ileri sürülmesi gerekmekte olup, kural olarak mahkemece suçun maddi unsurlarında hataya düşülüp düşülmediğine ilişkin bir araştırma yapılmayacaktır.” Yargıtay CGK, E. 2014/88 K. 2014/334 T. 17.6.2014