İçindekiler
- 1 Elden Ödeme Nedir?
- 2 İşçiye Elden Ödeme Yapılabilir Mi? Elden Ödemenin Şartları Nedir?
- 3 Maaşın Bir Kısmının Elden Bir Kısmının Banka Kanalıyla Ödenmesi
- 4 Elden Ödeme Nedeniyle İşçi İş Akdini Feshedebilir Mi?
- 5 Elden Ödemenin İspatı Nasıl Olur?
- 6 Elden Ödeme Nedeniyle Yapılan Haklı Fesihte İşçinin Hak Kazanabileceği Tazminatlar
- 7 Elden Ödeme Nedeniyle İş Mahkemelerinde Açılan Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
- 8 Elden Ödeme Nedeniyle İşverenin Sorumluluğu
- 9 Sigorta Primleri Düşük Bildirilen İşçi Ne Yapmalıdır?
- 10 Elden Ödeme Nedeniyle Düşük Sigorta Priminden Kaynaklı Hizmet Tespit Davası
Elden Ödeme Nedir?
İşçi için en esaslı hak olan ücret en basit tanımıyla yapılan bir işin karşılığıdır. Genel anlamda ücret, işçiye iş karşılığında ödenen belli bir miktar paradır. Bu ücrete fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, prim, ikramiye, yemek ücreti gibi ekler de ilave edilir. İşçiye hak ettiği ücretin ödemesi işçinin adına açılmış olan banka hesabına yapılması gerekmektedir. Ancak günümüzde yaygın olarak işverenler işçinin ücretini işçinin adına açılmış banka hesaplarına değil de direkt işçinin kendisine nakit şekilde ödeyerek yapmaktadır. Bu şekilde yapılan ödemelere elden ödeme denmektedir. Elden ödeme birçok açıdan işçiler için hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bu nedenle yazımızda çalışma hayatında sıklıkla karşılaştığımız elden ödeme konusu detaylı olarak ele alınacaktır.
İşçiye Elden Ödeme Yapılabilir Mi? Elden Ödemenin Şartları Nedir?
2016 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle birlikte işyerinde toplam 5 ve üzeri işçi çalıştıran işverenler işçilerin ücretlerini ve diğer ödemeleri banka aracılığıyla yapma zorunluluğu getirilmiştir. Özetle işyerinde çalışan işçi sayısı beş ve beşin üzerindeyse bu işyerinde elden ödeme yapılamaz. İşçiye elden ödeme yapılması zorunluluğu bulunmayan tek hal işyerinde çalışan işçilerin sayısının 4 ve altında olmasıdır.
Aynı zamanda beş ve beşten daha fazla işçi çalıştıran işverenler, işveren vekilleri veya ödeme yapmakla görevlendirilmiş kişiler işyerinin bulunduğu çevrede banka şubesi bulunmadığı ya da banka aracılığıyla ödeme yapma imkanı bulunmadığı hallerde ödemenin bankadan yapılması zorunlu değildir. Ancak bu durumda işverenler, işveren vekilleri ya da ödemeyle görevlendirilmiş kişiler ödemeleri elden yapamazlar. Ücretin banka kanalıyla ödenemediği durumlarda PTT aracılığıyla ödemek yükümlülüğündedir.
Maaşın Bir Kısmının Elden Bir Kısmının Banka Kanalıyla Ödenmesi
Uygulamada işçilerin maaşlarının tamamı ya da bir kısmı elden olarak ödenebilmektedir. Bu durum genelde işçiye hak ettiği ücretin bir zarf içerisine konarak teslim edilmesidir. İşçinin ücretinin tamamını ya da bir kısmını elden ödenmesi hak kaybı yaşamasına neden olur. İşçinin ücretinin elden ödenmesi sigorta primlerinin düşük gösterilmesi demektir. İşveren, işçinin ücretini elden ödeyip sigorta primlerini asıl ödediği maaşından düşük gösterirse işçi için haksız bir durum ortaya çıkar. İşçinin sigorta primlerinin düşük gösterilmesi sonucu da öncelikle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretlerinde azalma olur. İşçinin emekli maaşı ve vefat halinde hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığı miktarında azalmalarla karşılaşılabilir.
Elden Ödeme Nedeniyle İşçi İş Akdini Feshedebilir Mi?
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; işveren işçinin hak ettiği ücreti kanun hükümlerine aykırı şekilde hesaplarsa veya sözleşme koşullarına uygun ödeme ve hesaplama yapmadığında işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. İşçi elden ödeme durumunda haklı fesih yapma hakkını kullanarak kıdem tazminatı ve diğer alacaklarını işverenden talep edebilir.
Tavsiye Yazı: İş Hukuku Avukatı
Elden Ödemenin İspatı Nasıl Olur?
Açılacak davada elden ödeme durumunun ispat yükü işçidedir. İşçinin ücretinin elden ödenmesi durumu her türlü delille ispatlanabilir. Özellikle işyerinde çalışan elden ödeme alındığına tanıklık yapmış diğer çalışanların tanıklığı ispat konusunda önemli bir rol oynar. Dava açılması durumunda işçinin gerçek ücretinin hesaplanması gerekmektedir. Mahkeme öncelikle işçinin ücretini tespit edebilmek için emsal ücret araştırması yapar. Bu emsal ücret araştırması yapılırken işçinin mesleki deneyim süresi, işyerinde çalıştığı süre, mesleki unvanı ve fiilen icra ettiği iş gibi hususlar temel alınarak işçi ve işveren kuruluşlarından, meslek odalarından veya meslek kuruluşlarından, esnaf odalarından, bunlar tespit edilemiyorsa ticaret odalarından emsal ücretin sorulması gerekir. Yine TÜİK’in sitesinde yer alan kazanç bilgisi sorgulama kısmından emsal ücretleri karşılaştırır.
Elden Ödeme Nedeniyle Yapılan Haklı Fesihte İşçinin Hak Kazanabileceği Tazminatlar
Elden ödeme yapılan işçi iş akdini haklı nedenle derhal feshedebilir. Bunun sonucunda da hak ettiği tazminatlarının tamamını eksiksiz şekilde alabilir. Yasal düzenlemelere aykırı olarak elden ödeme yapılması sonucunda işçi; kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücret gibi tazminat ve ücretlerinin tamamını alabilmektedir.
Elden Ödeme Nedeniyle İş Mahkemelerinde Açılan Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
İşçi, yukarıda söz edilen alacaklarını alabilmek için iş mahkemelerinde işverene karşı dava açmalıdır. Bu dava açılmadan önce dava şartı olarak arabuluculuk süreci tüketilmelidir. Arabuluculukta anlaşma sağlanamaması durumunda dava açılır. Bu dava genel olarak 1-1,5 yıl civarında sürmektedir. Dava sonucunda karar üst mahkemeye taşınırsa süreç ister istemez uzayabilecektir. İstinaf sürecinin tamamlanmasıyla birlikte bu süre maksimum 2,5-3 yıl sürecektir.
Detaylı Bilgi Al: Avukata Sor
Elden Ödeme Nedeniyle İşverenin Sorumluluğu
İşçinin hak edişlerinin tamamının ya da bir kısmının elden ödenmesi yasal düzenlemelere aykırılık teşkil eder. Bu nedenle işverene karşı idari yaptırımlar uygulanabilir. Bu yaptırımlar;
- Sosyal Güvenlik Kurumu her bir aylık sürede yapılan elden ödeme için iki asgari ücret tutarı kadar idari para cezası uygular.
- İşverenin eksik ödediği vergi ve primler gecikme zammı ile beraber ödetilir.
Sigorta Primleri Düşük Bildirilen İşçi Ne Yapmalıdır?
İşçinin sigorta primleri düşük gösterildiğinde bu durumu Sosyal Güvenlik Kurumu’na şikayet edebilir. Bu şikayet dilekçe yazılarak olabileceği gibi e-Devlet üzerinden de yapılabilir. Şikayet üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri işyerinde inceleme başlatır. İnceleme sonunda elden ödeme yapan işveren hakkında idari para cezası, sigorta primlerinin gecikme zammı ile birlikte ödetilmesi ve hukuki yaptırımlar uygulanması söz konusu olabilmektedir.
Kurumun başlattığı inceleme sonucunda işçinin geriye dönük sigortalı çalışma günleri tespit edilir ve sigorta primleri düzeltilir. Bu şekilde işçinin sosyal güvenlik hakları güvence altına alınmaya çalışılmaktadır.
Yine işçi sigorta primlerini düşük bildiren işveren hakkında ALO 170 ve CİMER üzerinden de şikayet edebilmektedir.
Aynı zamanda işvereni şikayet etmek dışında sigorta primi düşük bildirilen işçi dava yoluna da başvurabilmektedir. Bu dava hizmet tespit davasıdır ve aşağıda detaylı olarak incelenecektir.
Elden Ödeme Nedeniyle Düşük Sigorta Priminden Kaynaklı Hizmet Tespit Davası
İşveren tarafından gerçek çalışma süresi ya da sigortalılık bildirilmediği takdirde işçi hizmet tespit davası açarak hizmet süresini mahkeme aracılığıyla tespit ettirir. Bir nevi mahkeme çalışma olgusunu tespit etmeye çalışır. Hizmet tespit davasıyla hem gerçek hizmet süresi hem de prime esas kazançların tespiti amaçlanmaktadır. Primleri eksik bildirilen işçi açısından bu dava ile eksik yatırılan primlerin tamamlatılması amaçlanır.
Hizmet tespit davalarında davacı taraf eksik hususların tespitini isteyen işçidir. Davalı ise işçinin gerçek durumu kuruma bildirmeyen ya da eksik bildiren işverendir. Bu davada SGK da işverenin yanında fer’i müdahil konumundadır.
Hizmet tespit davasının açılması hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Yasal düzenlemeye göre; sigortalı, işten ayrıldığı yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde bu davayı açması gereklidir. Bu süre içerisinde dava açılmadığı takdirde hizmet tespit davası açma hakkı ortadan kalkmaktadır.
Hizmet tespit davasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Buna göre hakim, taraflarca sunulmuş delillerle sınırlı kalmayarak kendisi de delil toplar. Bu durum sosyal güvenlik hakkının kamu düzenine ilişkin olmasının bir sonucudur.
Bu davada araştırılan çalışma olgusu, hizmet süresi, çalışma karşılığında elde edilen prime esas kazançtır. Bunların ispatı ise her türlü delille mümkündür. (Tanık beyanları, işyeri kayıtları, ödeme belgeleri, SGK hizmet dökümleri vs.)
Bu dava sonucunda işçi, işverenin yasal sorumluluklarına uymamasından dolayı uğradığı hak kayıpları telafi edilir. Davayı açan çalışanın kayıtları SGK tarafından mahkeme kararına göre güncellenir.