Skip links
bursa ceza avukatı

Uyuşturucu, Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti Suçu

Kullanmak Amacıyla Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Satın Almak Kabul Etmek Veya Bulundurmak Suçunun Şartları Ve Cezası Nedir?

Uyuşturucu madde suçları, TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde  “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” olarak TCK 188. Madde ve devamında düzenlenmiştir. Uyuşturucu maddelerle ilgili olarak 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ve 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun olmak üzere iki ayrı kanun daha mevcuttur.

Dünyada uyuşturucunun serbest bırakılması ya da yasaklanması yönünde çeşitli tartışmalar yaşanmaktadır. Ülkemiz ise bu konuda yasaklayıcı gruba dahildir. Sistemimiz, genel olarak uyuşturucu madde suçları ve özel olarak da uyuşturucu madde kaçakçılık suçları için ağır cezalar öngörmektedir. Uyuşturucu madde suçları, tedarik ve kullanma suçları olarak ikiye ayrılabilir.

Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti Suçu Nedir?

TCK’da uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları imal, ithal veya ihraç ve diğer ticaret suçları olarak ikiye ayrılmıştır. TCK’nın 188. maddesinin 1. fıkrasında; ‘‘imal, ithal veya ihraç etmek’’, 2. fıkrasında ise; ‘‘ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, nakletmek, sevk etmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak’’ ibarelerine yer verilmiştir. Kanunda bu ibarelerin tümünün yaptırım altına alınmasının amacı; uyuşturucu maddelerin kullanımını, elde edilmelerini zorlaştırmak ve yayılmasını önlemektir. İlgili maddeye göre;

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması,

Kanun’un üçüncü fıkrasındaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kişisel Kullanım Miktarını Geçmeyen Uyuşturucu Madde Miktarı Nedir?

Kişisel kullanım miktarını geçmeyen uyuşturucu maddenin yakalanması durumunda, şüphelinin uyuşturucu madde ticareti yapma kastının olmadığı ve sadece kullanım için bulundurduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte kullanılan aletlerin ve yerin imale/ticarete elverişli olup olmadığı gibi elde edilen diğer somut delillerin değerlendirilmesi de önemlidir. Buna ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2017/4166 E. Sayılı ilamı şu şekildedir:

“A- Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Kullanmak için uyuşturucu/uyarıcı madde bulundurma ya da kullanma dışında bir amaçla uyuşturucu/uyarıcı madde (temin veya ticareti yapma) bulundurma suçlarının oluşumunda, madde miktarının kural olarak bir önemi yoktur. 0,1 gr uyuşturucu/uyarıcı madde, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturabileceği gibi ticari amaçla bulundurma suçunu da oluşturabilir.

Kısaca madde miktarı bulundurma amacının belirlenmesinde yardımcı olabilir ancak tek bir ölçüt olamaz. Uyuşturucu/uyarıcı maddenin kişisel kullanıma yetecek miktarda olması halinde başkaca delil yoksa amacın kullanmak için bulundurma olduğu kabul edilebilirse de maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak miktar ölçütü dışında somut olayın özelliklerine göre de değerlendirme yapılmalıdır. Bu değerlendirmede miktar dışında;

a) Sanığın hareketleri (müşteri arama, pazarlık yapma, numune gösterme ve benzeri)

b) Uyuşturucu/uyarıcı maddelerin ele geçiriliş ve bulundurma şekli ile çeşitlilik, (çok sayıda küçük miktarlı poşetçikler, madde bulaşıklı hassas terazi; esrar, eroin, kokain, MDMA, sentetik kannabinoid gibi maddelerin bir arada bulundurulması)

c) Uyuşturucu/uyarıcı maddelerin bulunduğu yer, zaman ve belirlenecek zaman dilimi içinde içinde sanık tarafından kullanılabilecek madde miktarı

d) Sanığın uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı,

e) Sanığın sosyal ve ekonomik durumu geçimini ne ile sağladığı, geliri gibi olgularda değerlendirilmelidir.

Somut olayda; 16.09.2009 tarihinde araç içerisinde yapılan aramada, sanığa ait poşet içerisinde net 780 gr esrar ele geçirildiği; araç içerisinde sanığın başkaca bir eşyasının bulunmadığı; savunmasında esrarı Tarlabaşı’nda bir şahıstan 750 TL’ye aldığını ve oto elektrikçisi olup aylık gelirinin 750 TL olduğunu beyan etmesi, karşısında; geliri ile mütenasip olmayan bir para ile satın aldığı net 780 gr gelen esrarı yanında bulundurup nakletmesine ilişkin eyleminin, gerekçe de belirtilen şekilde “sadece miktardan yola çıkarılarak sanığın mahkumiyetine gidilemeyeceği” denilmek suretiyle başkaca hiçbir ölçüt değerlendirilmeden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan üyeler … ve …’ün karşı oyları ve oy çokluğu ile BOZULMASINA, B- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Dosyadaki belge ve bilgilerden, suça konu uyuşturucu maddeyi ticari amaçla bulundurduğu anlaşılan sanığın bu suçtan alacağı cezadan kurtulmaya yönelik olarak, söz konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak için bulundurduğu şeklindeki soyut açıklaması dışında, hakkında kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, bu suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün … ve …’ün karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA” şeklinde karar verilmiştir.

KARŞI OY OLARAK İSE: “16.09.2009 günü saat 20.45 sıralarından kolluk görevlilerince yapılan rutin arama ve kontrol esnasında herhangi bir ihbar ve şüpheli durum bulunmayan sanığın bulunduğu ticari araç durdurulmuş, sanığın araçtan inerken oturduğu koltuk üzerine bıraktığı poşetten net 780 gr toz esrar elde edilebilecek miktarda suça konu madde ele geçirilmiştir. Sanık tüm aşamalarda kullanıcı olduğunu, kullanmanın suç olmadığını bildiği için maddeyi saklama gereği dahi duymayıp elinde taşıdığını istikrarlı şekilde aşamalarda beyan etmiştir.

Ticari araca sürücüsü ile arkadaş olduğu için tesadüfen karşılaşınca davet üzerine bindiğini beyan etmiş, taksimetrenin açık olmadığı, madde kullanmaktan sabıkalı olduğu ele geçen madde ile evine gitmekte olduğu kolluk görevlilerince tespit edilmiştir. Yani sanığın samimi oluşa uygun istikrarlı beyanları tanık beyanı ve bir kısım maddi bulgularla doğrulanmıştır. Uygulamada istikrar kazanmış içtihatlarla, ele geçen madde miktarının kişisel kullanım miktarı altında olduğu açık ve nettir. Olay anında sanığın şüpheli, tedirgin suçu gizlemeye delil karartmaya, müşteri aramaya yönelik bir hareketi kolluk görevlilerince tespit edilememiştir. Madde kullanmaktan sabıka kaydı bulunmaktadır.

Sosyal ve ekonomik durumu araştırılmamış, ancak oto elektrikçisi olduğu, geçimini sağlayacak ve 750.00 TL’lik maddeyi kişisel kullanımı için alabilecek güçte olduğu anlaşılmıştır. Kısaca sanığın kastını tespite yönelik madde miktarı, madde çeşitliliği, sanığın olay anındaki hareketleri maddenin ele geçiriliş biçimi, madde kullanmaktan sabıkalı oluşu, oto elektrikçisi olup geçimini sağlayacak mesleğinin oluşu, maddenin bulunduğu yer, olay anında evine gitmekte oluşu gibi hususlar bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın savunmasının aksine suça konu maddeyi kullanma dışında başka amaçla bulundurduğuna dair şüpheyi yenebilecek mahkûmiyete yeterli delil elde edilememiştir.

Ceza kovuşturması şüpheyle başlar şüphenin kuvvetlenmesiyle devam eder, ancak ve ancak şüphenin yenilmesiyle mahkûmiyetle sonuçlanabilir. Sanık hakkında ilk derece kovuşturmayı yapan Ağır Ceza Mahkemesi heyetince sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine oybirliği ile karar verilmiş, temyiz incelemesi yapan Yüksek 20 ‘nci Ceza Dairesince de oy çokluğu ile ilamın bozulmasına karar verilmiştir.

Bu durumun en kısa ve net hukuki ifadesi şüphenin giderilememiş olmasıdır. İzah edilen nedenlerle sabit olmayan uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık … hakkında yerel ACM heyetince oybirliğiyle verilen beraat ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet kararlarının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararlarına iştirak etmiyoruz.” Denmiştir.

Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma kabul etme veya bulundurma suçunun oluşabilmesi için, elde edilen ekipmanların da, imal ve ticarete el verişli alet ve ekipmanlar olması gerekir.  Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/1653 E. , 2018/2744 K. sayılı kararında, “Olay, yakalama ve arama tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın beyanıyla tespit edilen … sayılı adreste yapılan arama ile kolluk tarafından bilinen adresi ve mernis adresi olan … adresinde ele geçirilen, yeşil renkli bitkiler, toz maddeler ve diğer materyaller ile ilgili olarak ‘’XLR 11‘’ isimli sentetik kannabioidin imal etmeye elverişli olup olmadığı hususunda Adli Tıp 5. İhtisas Kurulu’nun 24/08/2015 tarihli raporunun sonuç bölümünün (2) numaralı kısmında “Çok miktarda sentetik kannabinoid emdirilmiş ve emdirilmemiş bitkisel madde, üzerlerinde bulaşıklılık saptanan leğen, gaz maskesi, huni, damacana, sulama ibriği ve terazinin birlikte bulunması hususu tüm olarak değerlendirildiğinde, sorulduğu üzere bu malzemelerin imalatta kullanılmış olduğu oybirliği ile mütalâa olunur.” şeklinde görüş bildirilmiş ise de ele geçirilen tüm madde ve materyaller ile Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesinin 1. maddesinin 1 (n) bendine göre “XLR-11” isimli sentetik kananabinoidin imal edilmeye elverişli olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması”nı hukuka aykırı bulup bozma gerekçesi yapmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25/09/2012 tarih ve 2012/1784 Karar sayılı içtihadında da vurgulandığı üzere bu konunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacının ne olduğudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun çeşitli kararlarında, uyuşturucu madde bulundurmanın, hangi amaca yönelik olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken kriterler şu şekilde sayılmıştır:

1.Failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğinin tespiti gerekir.

2.Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde bulundurmaktadır. Uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketler halinde olması, her paketin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu maddenin konulması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğunu akla getirir.

3.Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel gereksinimlerinin üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.

Etkin Pişmanlık Nedir?

Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu md. 192/1’de “Cezasızlık nedeni olarak etkin pişmanlık” ve md. 192/3’de “Ceza indirim nedeni olarak etkin pişmanlık” şeklinde düzenlenmiştir.

İlgili Maddeler Gereğince Cezasızlık Nedeninin Gerçekleşmesi İçin

-Kişi suça iştirak etmiş olmalıdır fakat Yargıtay suçu tek başına işleyen kişinin de etkin pişmanlıktan yararlanabileceği görüşündedir.

-İhbar resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce yapılmış olmalıdır.

-Kişi, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddenin saklandığı veya imal edildiği yerleri bildirmelidir.

–Verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir.

Uyuşturucu Madde İmal ve Ticaret ile Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Temini Suçları Haber Alındıktan Sonra Etkin Pişmanlık (TCK m.192/3)

Türk Ceza Kanun’nun 192. maddesinin 3. fıkrası “Bu suçlar haber alındıktan sonra, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadar indirilir.” hükmünü haizdir.

İlgili madde hükmünden de anlaşılacağı üzere TCK m.192/3 düzenlemesinden yararlanabilmesi için;

  1. Kişinin TCK m.188’de yer alan suça iştirak etmiş olması ya da 191’inci maddede düzenlenen suçu işlemiş olması,
  2. Failin, suçun ortaya çıkmasına ve fail ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmette bulunması,
  3. Yardım ve hizmetin bizzat etkin pişmanlıktan yararlanacak kişi tarafından yapılması,
  4. Yardım ve hizmetin, suçların resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra yapılması, gerekmektedir.

Kişinin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için yapacağı hizmet ve yardımların, suçun niteliğinin ortaya çıkmasına yönelik ve suçu ortaya çıkarmaya elverişli olması gerekmektedir. Elverişli olmayan birtakım katkıların varlığıyla beraber, başkaca sebeplerle (örneğin kolluğun etkin soruşturması, başka bir vatandaşın ihbarı) suç ortaya çıkmış ve fail ya da suç ortakları yakalanmış ise kişi etkin pişmanlıktan yararlanamaz.

Yetkili makamlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun ya da kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçunun işlendiğini haber aldıktan sonra, failin, yetkililere ele geçirilen uyuşturucuyu kullanmak için elinde bulundurduğunu söylemesi (bizzat kendi suçunu ortaya çıkarması), yetkili makamların elinde buna ilişkin delil bulunsa bile, 191’İnci maddedeki suçun işlendiğinin ortaya çıkartılmasına hizmet ve yardım olarak nitelendirilir ve bu halde etkin pişmanlık hükümlerinin (m.192/3) uygulanması gerekir.

Sonuç olarak TCK m.192/3’te düzenlenen etkin pişmanlık hükmünde, diğer 192/1 ve 192/2’deki etkin pişmanlık hükümlerinden farklı olarak, haber alındıktan sonra, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadar indirileceği öngörülmüştür.

Buna göre Cumhuriyet savcısı, 192/3’te yer alan etkin pişmanlık hükmünün şartlarının gerçekleştiğini tespit etse dahi, kamu davası açmak zorundadır. 192/3’te yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusundaki değerlendirme yetkisi mahkemeye aittir.

Detaylı bilgi ve hukuki yardım için Bursa Ceza Avukatı ile buradan iletişime geçebilirsiniz.