İfadeye Çağrılmak ve İfade Vermek

İfadeye çağrılmak ve ifade vermek her insanın karşılaşabileceği bir durumdur. Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince ifade alma; şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesi şeklinde tanımlanmıştır. İfadeye çağrılmanız, adli makamlara iletilen bir şikayet sonucu veya soruşturma dosyasındaki tespitten kaynaklı olabilir. İfadenizin alınması gerekecekse polis veya jandarma sizi belirli bir günde ifadenizi vermeniz için çağırır. Çağrı üzerine ifadeye gitmediğiniz durumda hakkınızda gözaltı kararı veya yakalama kararı çıkartılır. Bu yazımızda ifadeye çağrıldığınız durumda ve ifade verirken dikkat etmeniz gerekenleri size anlatacağız.

İfadeye Çağrılmak Ne Anlama Gelmektedir?

İfadeye çağrılmak, bir adli vakanın şüphelisi veya bilgi sahibi olmanız sebebiyle kolluk veya savcılık tarafından suça dair bildiklerinizi anlatmanız ve ifade vermeniz için yapılan işlemdir. Soruşturma; savcılığın ve kolluğun suça dair bilgileri topladığı, suçluyu tespit etmek için araştırma yaptığı ceza yargılamasının temeli sayılan bir evresidir. İfade alma işlemi savcılık, polis, jandarma tarafından yapılabilir.

Soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla verilen ifade ilerde dava açıldığında ceza alıp almama durumuna doğrudan etki eder, bu sebeple ifadeye çağrıldıktan sonra veya olay hakkında bilgi sahibi iseniz ifade vermeden önce avukat yardımı almak oldukça önemlidir. İfade işlemleri Ceza Hukukuna ait işlemlerdir. Ceza yargılamasında şüpheli ve sanığın avukatına müdafi denilmektedir. Ceza avukatı müvekkilinin ifadesinin alınacağı dosyayı inceler ve ne şekilde ifade vereceği konusunda ona yardımcı olur. İfade verileceği esnada Türk Ceza Kanunu’na göre şüpheliyi kapsayan lehe ve aleyhe durumların en iyi şekilde analiz edilmesi gerekmektedir.

Davetiye ile çağrılmasına rağmen ifade vermeye gelmeyen kişi hakkında zorla getirme veya yakalama kararı verilebilir. Kişinin aranması olduğu zaman ilk kimlik kontrolünde karakola veya savcılığa götürülecektir. Bu nedenle ifadeye çağrıldıktan sonra işin ciddiyetinin farkına varmak ve zamanında ifade vermek önemlidir.

Tavsiye Yazı: Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

İfade Vermek Nedir?

İfade vermek, soruşturma aşamasında mevcut bir suç şüphesi nedeniyle kolluk görevlileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından şüphelinin dinlenilmesidir. İfade işlemi, işlenen suçun sizinle bağlantısının bulunup bulunmadığının anlaşılması için soruşturma evresinin en önemli işlemlerinden biridir. Şüphelinin ifade öncesinde ne ile suçlandığı hakkında bilgilendirilmesi gereklidir. İfade kollukta verildiği takdirde polis memuru veya jandarma tarafından anlatılanlar yazıya geçirilir ve şüpheliye imzalatılır. Eğer ifade savcılıkta bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından alındıysa zabıt katibi tarafından yazıya geçirilen ifade şüpheliye imzalatılacaktır.

İfade verme süreci yargılamanın ilerleyen safhaları için önem arz etmektedir. Şüpheli hakkında dava açıldığında artık sanık adını almaktadır. Bundan sonra sanık açılan ceza davasında mahkemede savunmalarını yapacaktır. Eğer sanığın önceden verdiği ifadeler savunmasına aykırı ise ve çelişki varsa hakim önceki ifadeler hakkında ayrıca soru sorabilir. Dikkat etmeden verdiğiniz ve imzaladığınız bir ifade dosyanın ilerleyen aşamalarında sizin aleyhinize en büyük delil haline gelebilmektedir.

İfadeye Nasıl Çağrılır?

İfadeye çağrılma, CMK’nın 145. Maddesi gereğince davetiye ile yapılmalıdır. Bu çağrı kağıdında kişinin çağrılma nedeni açıkça belirtilir, ifadeye gelmezse zorla getirileceği yazılır. Günümüzde çoğunlukla telefonla arama yapılarak kolluk veya savcılık tarafından ifadeye çağırma işlemi yapılmaktadır. Sizi arayan görevli ifade vermeniz için para istemez. İfade işlemlerinin bilinmemesi nedeniyle çok fazla dolandırıcılık vakaları yaşanmaktadır. Sizi ifadeye çağırmak için arayan kolluk görevlisi veya memur çoğu zaman konu hakkında telefonda bilgi vermez. Avukatınız sizin yerinize ifade vereceğiniz dosyayı inceleyebilir. İşte avukatın ceza yargılamasındaki önemi tam da bu aşamada başlar. İfadeye çağrıldıktan sonra avukata danışarak hukuki yardım talep etmek ve nasıl bir yol izleyeceğini belirlemek kişiyi ilerde yaşayacağı daha ağır bir durumdan kurtarabilir.

İfade Alma ve Sorgu Nasıl Yapılır?

İfade alma işlemi için PVSK 15. Maddesi hükmü şu şekildedir: Polis; yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lazım gelen kimseleri çağırır ve kendilerine lüzumu olan şeyleri sorar. Polis olayla ilgili sorular sorabilir ancak bu durum onun takdirinde değildir. Kolluk şüphelinin ifadesini aynen ifade tutanağına geçirmekle yükümlüdür. İfadeye çağıran polis memuru olayla ilgili kendiliğinden değerlendirme yapamaz veya şüpheliyi suçlayamaz. Soruşturma aşamasında şüpheli hakkında kararı Cumhuriyet Savcısı verir.

Sorgu, şüpheli veya sanığın hakim tarafından suç hakkında dinlenilmesine denilmektedir. Soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgu işlemi yapılmaktadır. Savcı, şüpheliyi tutuklamaya sevk ettiğinde artık sorgu aşamasına geçilir. Savcılık şüpheliyi tutuklamaya şu nedenlerle sevk edebilir; şüphelinin Türk Ceza Kanunundaki katalog suçlardan birini işlemesi, kaçma şüphesi veya kuvvetli suç şüphesi bulunması. Şüpheli tutuklama için mahkemeye sevk edildikten sonra sorguda son kararı hakim verecektir.

Aynı olay için şüphelinin ifadesi kolluk tarafından birden fazla kez alınamaz. Olay hakkında yeni bir gelişme mevcutsa ancak yalnızca o gelişmeye dair ek ifade alınabilir. Kolluğun aldığı ifadenin üzerine savcılık tekrar ifade alma işlemi yapabilir. Usule ve kanuna aykırı bir ifade alma işlemi yapıldıysa bu sefer Cumhuriyet Savcısı bizzat kendisi ifade alır.

Kolluk veya savcılık tarafından gerçekleştirilen ifade alma veya hakimlik tarafından gerçekleştirilen sorgu işlemi aşağıdaki esaslara göre yerine getirilir:

  1. Kimlik Tespiti Yapılması: İfade veya sorguya başlamadan önce şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür (CMK m.147).
  2. Suç İsnadının Anlatılması: Şüpheli veya sanığa, ifade alma işlemi veya sorgusu başlamadan önce kendisine yöneltilen suçlama anlatılmalıdır (CMK m.147). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS m.6/a) de şüpheli veya sanığın kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmesi gerektiği hükmüne amirdir. Suç isnadı, suçlanan kişiye suçlamanın dayanağı olan olayın ve TCK’ya göre hangi suç nedeniyle adli işlem yapıldığının bildirilmesidir. Şüpheli, ne suçlandığını çok açık şekilde anlamış olmalıdır.
  3. Avukat Tutma Hakkının Hatırlatılması: Şüphelinin ifadesinin alınmasından veya sorgusundan önce bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı olduğu kendisine anlatılmalı şüpheli bu konuda bilgilendirilmeden ifade işlemine başlanmamalıdır. Müdafi (ceza avukatı) seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafinin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, şüpheli veya sanığa söylenmelidir. Müdafi (avukat) seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi (avukat) yardımından faydalanmak istediği takdirde, şüpheliye baro tarafından bir müdafi (avukat) görevlendirilir (CMK m.147/1-c).
  4. Susma Hakkının Hatırlatılması: Susma hakkı, şüpheli veya sanığın en temel savunma hakkıdır. Şüpheli veya sanığa ifade verme veya sorgudan önce yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının, yani susma hakkının kanunî hakkı olduğu söylenir (CMK 147/1-e). Şüpheli veya sanığın susma hakkını kullanması delil değerlendirmesinde aleyhine yorumlanamaz. Savunma hakkı kapsamında susma hakkı, hangi gerekçeyle kullanılmış olursa olsun adil yargılanma hakkı kapsamında özel bir insan hakları koruması altındadır. Susma hakkını kullanan kişi savcılık veya mahkemenin önünde ayrıca savunma yapabilir.
  5. Şüpheli veya Sanığın Delillerinin Toplanmasını İsteme Hakkı: Şüpheli veya sanığın soruşturma veya kovuşturma aşamasında delil gösterme ve bu delillerin toplanmasını isteme hakkı mevcuttur. Kanunda bu hak şu şekilde ifade edilmiştir: İfade verme veya sorgu işlemi sırasında şüpheli ve sanığa şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır (CMK m.147/1-f).
  6. Kişisel ve Ekonomik Durumunun Sorulması: Şüpheli veya sanığa kişisel ve ekonomik durumu, ifade alma veya sorguya çekme işleminden önce sorulmalıdır. Kişisel ve ekonomik duruma ilişkin verilen bilgiler, mahkeme tarafından kişiselleştirme kurumlarının uygulanmasında dikkate alınmaktadır. Yargılama sonunda adli para cezası verildiği takdirde alt ve üst sınırlar arasındaki miktarın belirlenmesinde kişinin ekonomik duruma ilişkin verdiği cevaplar değerlendirilir.

İfade Verdikten Sonra Ne Olur?

Öncelikle hangi sıfatla ifade verdiğiniz önemlidir. Müşteki (şikayetçi) sıfatıyla ifade verdiğinizde yaşadığınız olayla ilgili şikayetinizi anlatmanız istenir. Tanık sıfatıyla ifade vermeniz halinde suçun işlendiği sırada orada bulunmanız nedeniyle yaşananları anlatmanız için ifadeniz alınabilir. Şüpheli sıfatıyla ifade vermeniz halinde ise suç şüphesi altında olmanızdan dolayı vereceğiniz ifade hayati önem taşımaktadır.

İfade verdikten sonra kolluk bir fezleke düzenleyerek dava açılması için savcılığa verebilir veya savcılık kendiliğinden delilleri toplar ve cezalandırılmaya yetecek bir suç şüphesine ulaştıysa şüpheli hakkında iddianame düzenler ve dava açar. Şüpheli hakkında savcılığın dava açması ile beraber soruşturma aşaması biter ve kovuşturma aşaması başlar. Şüpheli hakkında cezalandırılmaya yeterli delil yoksa savcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (takipsizlik) verip dosyayı kapatabilir. Bunlarla beraber savcılık suçun vasfı ve şüphelinin durumuna göre kamu davasının açılmasının ertelenmesine de karar verebilmektedir.

İfade Alınmadan Ceza Davası Açılabilir Mi?

Kanunen savcı suçladığı şüphelinin ifadesini almadan dava açamaz. Eğer ifadesi alınamayan kişi yurtdışında ve kaçak durumundaysa hakkında ceza davası açılabilir ancak sorgusu yapılmadan mahkumiyet kararı verilemez. İfade vermediğiniz bir konu hakkında adınıza ceza davası açıldığını söyleyen kişiler genellikle dolandırıcıdır. Uygulamada çoğu zaman polis veya jandarma sizi ifade vermek için karakola davet etmektedir. İfadeniz savcılık tarafından alınacaksa adliyeye davet edilirsiniz. Adınıza bir ceza davası açılıp açılmadığını e-devlet sistemi üzerinden kolayca kontrol edebilirsiniz. Eğer tarafı olduğunuz bir ceza davası açılmışsa ikamet adresinize mutlaka iddianame ve ekleri mahkeme tarafından tebligat yolu ile gönderilecektir. Haberiniz olmadan açılmış bir dava nedeniyle savunmanız alınmadan cezalandırılmanız mümkün değildir.

İfade Verdikten Kaç Gün Sonra Dava Açılır?

İfade verdikten sonra ne zaman dava açılacağı hakkında net bir açıklama yapmak mümkün değildir. Soruşturma aşamasında dava açma kararı tamamen savcıya aittir. Savcılık toplayacağı delillere göre bir karar verecektir. Dosyanın kapsamı, şüpheli sayısı ve beklenen diğer delillerin toplanmasına göre dava açma zamanı belli olacaktır. Savcılık soruşturma sonucunda yeterli suç şüphesine ulaşamazsa takipsizlik kararı da verebilir. Tüm bu süreçler ortalama 1 yıl civarında sonuçlanmaktadır.

İfade Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

İfade sırasında nelere dikkat edileceği her olay için ayrı şekilde değerlendirilmelidir. Şüphelinin ifadesi aynı zamanda ilerleyen aşamalarda savunmasının temelini oluşturmaktadır. İfadede anlattığı durumlar birbiriyle uyumlu ve lehine olan şeyler içermelidir. Şüpheli suçu işlemediğini gösteren delilleri ifadesi sırasında sunabilir veya bu delillerin nereden temin edilebileceğini söyleyebilir. İçinde bulunduğu duruma göre susma hakkını kullanabilir ancak bu hakkın şüpheli için ne zaman faydalı olacağı oldukça hassas bir konudur. Kolluk görevlileri sizin susma hakkınızı kullanmanızı kötü bir durum gibi algılamanıza sebebiyet verebilir. Susma hakkını kullandıktan sonra savcıya bizzat ifade vermek istediğinizi söyleyebilirsiniz. İfade tutanağı anlattıklarınızla uyumluysa tarafınızca imzalandıktan sonra geçerli hale gelecektir. Eğer avukat ile ifade verdiyseniz avukatın imzası olmadan tutanak geçerli hale gelmeyecektir.

İfade aşamasında avukatın önemi oldukça büyüktür. Şüphelinin ifadesinden sonra tutukluğa sevk edilmesi ve sorgu süreçlerinde avukatı ona her konuda destek olmakta ve ailesiyle bizzat iletişim kurmaktadır. Özgürlük parayla ölçülemeyecek kadar önemli bir değerdir.