Skip links
müstehcenlik suçu bursa avukat

Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik Suçu Nedir?

Müstehcenlik suçu; müstehcen (ahlaka aykırı, edebe uygun olmayan, cinselliği açıkça anlatan veya sergileyen) ürünlerin alenileştirilmesi, satılması, kiraya verilmesi, reklamının yapılması, şiddet içeren veya doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiyi içeren materyallerin üretilmesi, satılması, bulundurulması, depolanması, kullanıma sunulması gibi eylemlerle genel ahlaka karşı işlenen suçlardandır.

Bu suçta korunan hukuki değer, özellikle çocukların bedensel, zihinsel, ahlaki, ve ruhsal yapısının toplumda yaşayan kişiler tarafından güvence altına alınmasıdır. Türk Ceza Kanunu, saydığımız değerleri korumayı amaçlayarak çocukları, hayvanları ve ahlaki değerleri olumsuz etkileyebilecek içeriklere karşı bir koruma sağlamaktadır. Bu kapsamda, çocukların cinsel sömürüye uğraması ve toplumda rahatsızlık yaratabilecek unsurların içerisinde yer aldığı içeriklerin üretilmesi, depolanması ve yayınlanması müstehcenlik suçu kapsamında değerlendirilmektedir.

Müstehcenlik suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun Üçüncü Kısım Topluma Karşı Suçlar Yedinci Bölüm Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığı altında madde 226’ da düzenlenmiştir. Kanun hükmü şu şekildedir:

Müstehcenlik

Madde 226- (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,

b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,

c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,

d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,

e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,

f) Bu ürünlerin reklamını yapan,

Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.[83]

(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Müstehcenlik Suçunun Cezası

Müstehcenlik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesinde düzenlenen bir suç tipidir. Bu suç, toplumun ahlaki değerlerine aykırı olarak cinsel içerikli görüntü, yazı veya sesleri yayma, satma veya dağıtma eylemlerini kapsamaktadır. Müstehcenlik suçu çoğunlukla internet gibi dijital ortamlarda işlenmektedir.

TCK m. 226/1: Bu kapsama göre suç işleyen kişiler, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. Buna göre;

  • Bir çocuğa müstehcen içerikli ürünleri veren ya da içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
  • Bu ürünleri çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
  • Bu ürünleri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
  • Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
  • Bu ürünlerin reklamını yapan kişiler

Yukarıda sayılan kişiler madde kapsamında cezalandırılır.

TCK m. 226/2: Bu madde kapsamına göre suç işleyen kişiler, altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu durum, müstehcen içeriklerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması veya yayınlanmasına aracılık edilmesi durumunda geçerlidir.

TCK m. 226/3: Bu madde kapsamına göre suç işleyen kişilere, aşağıdaki durumlar için farklı cezalar verilir:

Müstehcen içerikli ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran veya başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

TCK m. 226/4: Bu madde kapsamına göre suç işleyen kişiler, şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin içerikleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulundurması nedeniyle, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

TCK m. 226/5: Bu madde kapsamına göre suç işleyen kişiler, üç ve dördüncü fıkralardaki içerikleri basın ve yayın yoluyla yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlama fiilini gerçekleştirmektedir,  bu kişiler altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Müstehcenlik Suçunun Şartları

Müstehcenlik suçu, sözlü veya yazılı iletişimi içeren her türlü davranışla çocuklara karşı gerçekleşebilir. Türk Ceza Kanunu, çocukların uygunsuz içeriklere maruz kalmasına neden olan kişiler için yaptırımlar öngörmektedir. Çocuğa uygunsuz video, fotoğraf ve her türlü görüntünün gösterilmesi veya uygunsuz yazıların okutulması suretiyle müstehcenlik suçu meydana gelebilmektedir. Söz konusu bu içerikler uygunsuz videolar veya fotoğraflar, müstehcen içerikli yazılar, sesler ve sözler de olabilir. Bunun yanında müstehcen görüntü, yazı veya seslerin basın yoluyla yayınlanması da verilecek cezayı ağırlaştırıcı bir faktördür.

Müstehcenlik Suçunda Ceza Verilmeyen Haller

Müstehcenlik belli şartlarda hukuka uygun kabul edilirse Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesindeki müstehcenlik suçu hükümleri gereğince kişi cezalandırılmaz. Müstehcen içerik aşağıdaki durumlarda hukuka uygun olarak kabul edilir:

-Müstehcenlik, kişinin özel alanında kaldığı sürece suç değildir. Örneğin kişinin kendi başına pornografik film izlemesi müstehcenlik suçunu oluşturmaz.

-İzin verilen yerlerde müstehcen ürünleri satmak, satışa sunmak veya sergilemek suç değildir.

-Müstehcen görüntü, metin veya metin içeren, çocukların kullanıldığı ve temaslarından korunduğu ürünler hariç, sanatsal ve edebi değeri olan eserler için geçerli değildir.

-Bilimsel eserlere müstehcen hükümler uygulanmaz.

Müstehcenlik Suçunda NCMEC Raporu

NCMEC raporları, genellikle çocukların cinsel istismarı ve çocuk pornografisiyle ilgili olarak tespit edilen bilgileri içerir. NCMEC, internet üzerinde çocuk pornografisi içeren materyalleri tespit etmek ve bu suçları önlemek amacıyla çeşitli teknolojik yöntemler kullanır. İnternet servis sağlayıcıları (ISS) ile çalışmalar yaparak, çocukları istismar eden veya çocuk pornografisi içeren içerikleri yayınlayan kişileri tespit eder.

NCMEC raporu; Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) tarafından; çocukların istismarı, sömürülmesi vd. ile ilgili tespitler sonucu oluşturulan raporlardan ibret olup, bu raporlara istinaden, her gün çok sayıda soruşturma açılmaktadır, NMEC raporuna dayalı olarak şüphe altındaki şahıslar hakkında iddianameler düzenlenmektedir.

NCMEC raporu hazırlanırken, çocuk pornografisi kriterleri genellikle uluslarası yasalar ile ABD yasalarına dayanmaktadır. Bir yayının çocuk pornografisi olarak kabul edilebilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir:

-Gerçek Çocuk veya Gerçek Çocuğa Benzeme: Yayındaki kişilerin gerçek çocuk olması veya gerçek çocuğa benzemesi gerekmektedir.

-Cinsel Organların veya Davranışların Açıkça Görünmesi: Yayındaki kişilerin cinsel organlarının veya cinsel davranışlarının açıkça görünmesi gerekmektedir.

-Cinsel Amaçlı Olarak Hazırlanmış Olma: Yayının cinsel amaçlı olarak hazırlanmış olması gerekmektedir.

Instagram, Twitter (X), Whatsapp, Facebook gibi servis sağlayıcıları tarafından kuruma iletilen IP adresleri, vs. dijital delil ve materyaller toplandıktan sonra hazırlanan bu rapor, kişinin bulunduğu ülkedeki kolluk birimlerine gönderilmektedir.

Müstehcenlik Suçunda Soruşturma Süreci

Müstehcenlik suçu soruşturmasında ilk aşamada, uluslararası bir ihbar genellikle IP adresi bilgilerini içerir ve bu ihbarla birlikte şüpheli kişinin kimliği ve adresi belirlenir. Ardından, savcının talimatı ve sulh ceza hakimliğinden alınan arama kararıyla polis, şüpheli kişinin evinde arama yapar ve bilgisayar, laptop ve diğer dijital veri depolama cihazlarına el koyabilir.

Bu süreçte bilirkişi incelemesi de önemli bir rol oynar. Bilirkişiler, el konulan dijital verileri ve teknolojik unsurları detaylı bir şekilde inceleyerek mahkemeye rapor sunarlar. Çocukların veya çocuk gibi görünen kişilerin içerikte yer aldığı durumlar, soruşturma sürecinde daha ciddi cezai sonuçları beraberinde getirebilir ve tutuklama kararı gündeme gelebilir.

Bazen yalnızca ip adresi üzerinden yapılan tespit ile şüpheli şahsın ifadesinin alınması ile yetinilebilir.

Müstehcenlik Suçunda Görevli Mahkeme

Müstehcenlik suçu hakkında yargılama yapma görevi asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Failin çocuk olması halinde çocuk mahkemesi tarafından yargılama yapılır.

Müstehcenlik Suçu Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

TCK md. 226’da düzenlenen tüm müstehcenlik suçları, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Müstehcenlik suçu, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md.226 maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesi ve 5. fıkralarının dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Diğer tüm müstehcenlik suçlarının dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Müstehcenlik Suçu Yargıtay Kararları

“Bakılmakta olan davada sanığın, doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin görüntüleri içeren ürünleri depolamak suçundan cezalandırılması talep edilmiştir. İddianamede her ne kadar sanığın eyleminin depolama yanında bulundurma olduğu ifade edilmişse de, sanığın işyerinde yapılan arama neticesinde doğal olmayan yoldan gerçekleştirilen cinsel ilişkilere ait görüntülerin bir bellekte farklı klasörlerde depolanmış bulunduğu dikkate alındığında sanığın eyleminin depolama olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, itiraz konusu doğal olmayan yoldan ibaresine ilişkin esas incelemenin depolayan ibaresi yönünden yapılmasına karar verilmiştir. İtiraz konusu anayasaya aykırılık sorunu ile ilgili olarak; Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirliliktir. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla, mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Asıl olan muhtemel muhataplarının mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini öngörmelerini mümkün kılacak bir normun varlığıdır. Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında; kimse, kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz, üçüncü fıkrasında; ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur denilerek suç ve cezanın yasallığı ilkesi getirilmiştir. Gerek mukayeseli hukukta gerekse hukuk sistemimizde, müstehcenlikle ilgili getirilen hükümlerde korunmak istenen başlıca hukuki menfaat, toplumun ar ve haya duyguları olarak da ifade edilen genel ahlaktır. Genel ahlak, belirli bir dönemde doğru, makul ve adil düşünceye sahip toplum genelinin benimsediği ahlak ve edep anlayışıdır. Soyut ve değişken bir kavram olan genel ahlaka ve adaba aykırılığın tespitinde toplumun belirli bir kesiminde kabul edilen değer yargıları değil, demokratik toplum düzenine ilişkin davranış kurallarının esas alınması gerekmektedir. Böylece çoğunluğun veya bir kesimin ahlak anlayışının toplum geneline dayatılması riskinin önüne geçilebilecektir. Genel ahlak yaptırım hukukunun bir parçası olarak düzenlendiğinde ayrıca fiilin ağırlığı ve tehlikeliliği ölçütü de gözetilmelidir. Diğer bir anlatımla, sınırlanmak istenilen davranış değerlendirilirken demokratik toplumun temellerini oluşturan hoşgörü, açık fikirlilik, çoğulculuk gibi değerler ve özgürlüğü genişletici yorum yöntemleri yanında davranışın demokratik toplumun ahlaki standartları üzerinde olumsuz bir etkisinin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır. İtiraz konusu kural gereğince oluşacak müstehcenlik suçu doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünlerin depolanmasını yaptırıma bağlamaktadır. İtiraz konusu kuralla korunmak istenen hukuki yararı ihlal edebilecek nitelikte doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlar çok farklı şekillerde ortaya çıkabileceğinden bu kavrama giren tüm davranışların kanun koyucu tarafından önceden öngörülmesi ve sayılması mümkün değildir. Diğer yandan doğal olmayan yol ibaresinin kişiden kişiye veya toplumdan topluma farklılık gösterebileceği düşünülebilir. Ancak kanun metni bir bütün olarak değerlendirilmelidir. İş bu halde korunmak istenen hukuki yarar da göz önüne alındığında söz konusu davranışların şiddet kullanarak, hayvanlarla veya ölü insan bedeni üzerinde cinsel davranışlar gibi tüm demokratik toplum düzenlerinde doğal yol olarak kabul edilmesi mümkün olmayan davranış olduğu görülecektir. Hatta bu davranışlar demokratik toplumun ahlaki standartları üzerinde olumsuz etkisi bulunan, bizatihi kendisinin suç olarak kabul edildiği cinsel davranışları ifade eder. Doğal olmayan yol kavramının bu çerçevede doktrin, uygulama ve yargı kararlarında belirlenerek anlam ve içerik kazanacağında şüphe yoktur. Dolayısıyla itiraz konusu kuralın belirlilik ve kanunilik ilkelerine aykırı bir yönü bulunmamaktadır” (AYM, T: 01.04.2015, E. 2014/118, K. 2015/35, RG. 18.04.2015). 

“TCK’nın 226/4. maddesindeki “doğal olmayan” kavramının bireylerin cinsel yaşamının içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya bütün toplum tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkileri tanımlamaktadır. Anal ya da oral yoldan yapılan, eşcinsel veya grup halinde bulunulan cinsel birleşmelere ait görüntüler tek başına bu kavram içerisinde değerlendirilemeyecektir” (18. CD., 06.12.2018, E. 2018/5068, K. 2018/16583)

“Görüntü inceleme tutanakları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, …ahu.com internet sitelerinin sayfalarında canlı sohbet numaralarının bulunduğu ve bu numaraların aranıp banka ve PTT havalesi yapılması neticesinde müşteriye güvenlik kodu gönderilerek canlı görüşmenin başlandığının anlaşılması karşısında; kişiye özel görüşme ekranına çocukların doğrudan erişiminin mümkün olmadığı ve aleniyet unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanıkların atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli ve somut delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi…” (16. CD., 07.03.2017, E. 2015/4630, K. 2017/994)

“Mağdur ile internet ortamında tanışıp görüşmeler sırasında mağdurun çıplak görüntülerini kamera ile kaydeden sanığın, bu görüntüleri başka kişilere vererek internet sitesi kurmalarını sağladığı ve söz konusu resim ve görüntülerin yayılmasına aracılık ettiği somut olayda hem müstehcenlik hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının oluştuğunu kabul etmiştir. Ancak bu durumda da TCK m. 44 gereğince sanığın yalnız en ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerektir” (14. CD., 25.11.2014, E. 2013/2259, K. 2014/13246)

“Mağdurun beyanında, babam ile yatağa yattık, ben uyumuş gibi gözlerimi kapattım, bir süre sonra babam televizyondan ayıp şeyler yapan kadın ve erkeklerin filmini seyretmeye başladı demiştir. Bu anlatımlarından yola çıkarak sanığın oğlu olan mağdurun, uyuduğunu sandığı sırada porno CD izlediği ve mağdurun da uyumuş gibi yaparak görüntülere vakıf olduğu anlaşıldığından, sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin bir delil bulunmaması karşısında sanık hakkında eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesini bozma sebebidir” (18. CD., 12.04.2017, E. 2016/143, K. 2017/4237)

“Çocukların kullanıldığı cinsel ilişki görüntülerinin yer aldığı CD’yi satışa arz etmek şeklindeki eylemi TCK’nın 226/1. maddesi ve 226/3. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince daha ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesi 2. cümlesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmesi…” (14. CD., 17.12.2013, E. 2012/719, K. 2013/13412)

“Sanığın internet üzerinden mağdure ile görüşme yaptığı sırada mağdurenin elbisesinin üst kısmını çıkararak sanığa gösterdiği görüntülerin sanık tarafından bilgisayara kaydedildiği olayda görüntülerin niteliği itibariyle TCK 226. maddesi kapsamında bulunmadığına hükmedilmiştir. Bu sebeple sanığın bu görüntüleri kaydederek sosyal paylaşım sitesine koyma eylemi TCK m. 134/2’de öngörülen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır” (14. CD., 24.02.2014, E. 2012/4096, K. 2014/2142)

Müstehcenlik Suçu Beraat Kararı ve Avukat Desteği

Müstehcenlik suçlarında IP adresleri doğru olarak bildirilse dahi bazı hatalı tespitler neticesinde bu suçla hiç alakası olmayan kişiler hakkında soruşturma ve dava açılabilmektedir. Müstehcenlik suçunun oluşup oluşmadığı olayın özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Hukuk büromuzda bulunan müstehcenlik suçu içeren dosyalardaki tecrübelerimiz gereğince aleyhinize açılmış dosyanızı inceledikten sonra durumunuzla ilgili fikir sahibi olabilmekteyiz.

müstehcenlik suçu beraat kararı

Müstehcenlik Suçu Avukat Desteği ve Hukuki Danışma için bize aşağıdaki iletişim araçlarından ulaşabilirsiniz;

Telefon Numarası: 0536 034 61 16

E-Posta Adresi: info@avukaterdemozkan.com

Mesai Saatleri: Hafta İçi saat 09:00 ile 19:00 arasında bize telefon numaramızdan ulaşabilirsiniz. Acil ve mesai saati dışındaki randevu talepleri için whatsapp yoluyla mesaj göndermeniz gerekmektedir.

Gizlilik: Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır.